Dost-Düşman

“Bu yol uzundur, menzili çoktur Geçidi yoktur, derin sular var”

Buyuruyor Hazreti Yunus Emre. Aşk yolunu anlatıyor tabii. İnsanın kendisini aşmak için çıktığı yolu… sonunda veli (=dost) olunan yolu…

Bu yolda en büyük engel ‘sen’ sin diyor. En büyük engel nefis yani… BEN…

Aşabilene ne mutlu.

Yenişehirli Avni Bey (vefatı 1884) bakın nasıl ifadelendiriyor aynı meseleyi:

“Helâk etmez bir iki darb-ı zikr emmâre-i nefsi O bir tünd ejdehâdır kim nice cellâddan kalmış”

Şunu diyor yani;

Düşmanın (nefis) şerrinden kurtulmak için dostu anmak lâzım elbette. Ancak o öyle katı, inatçı ve zor bir düşmandır ki; bir-iki darbe ile terbiye edemezsin; ısrar, sebat, gayret lazım. Çok cellattan kurtulmuş korkunç bir ejderhadır o; aman gafil olma!

Kültür kodlarımıza o kadar muhtacız ki…

Şöyle devam etmiş Avni Bey;

“Değildir Avniyâ şâyeste hiç merdân-ı istiğnâ Arûs-ı devlet-i dünyâ nice dâmâddan kalmış”

Yani;

Kendini çok süsleyip seni aldatmaya kararlı şu ‘dünya’ adlı gelin var ya ey mert kişi; aldanmamalısın; görünüşüne bakma nice damattan arta kalmış bir köhnedir o ve delikanlıya lâyık değildir.

Buna irfan deniyor işte: “kendini tanıyan Rabbini, dünyayı tanıyan ukbâyı tanır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir